SINAV KONUSUNDA ANNE BABALARA ÖZEL NOT
Ø Sınavda başarılı olmak için belirli düzeyde kaygıya gerek vardır. Sınava hazırlanan bir öğrenci gerekli düzeyde kaygıya mutlaka sahiptir.Anne-babanın çocuğunu teşvik için kaygısını artırması, beklenenin tam aksine sonuç verir.
Ø Ailenin küçük yaştan başlayarak, çocuktan yüksek başarı beklemesi, eleştirmesi, yargı ifadesi taşıyan sıfatlarla nitelemesi ve cezalandırması çocuğun kendine olan güvenini sarsar ve kaygı düzeyini yükseltir. Kaygı düzeyi yüksek çocukların geçmişlerinde mutlaka bu özellikler vardır.
Ø Anne-babaların KENDİ ÖZLEMLERİYLE ÇOCUKLARININ SINIRLARI ARASINDA GERÇEKÇİ BİR DENGE KURMALARINDA YARAR VARDIR.
Ø Çocuğun geçmiş okul hayatında ve okul dışı faaliyetlerinde gösterdiği başarı onun sınırlarını ve gelecek performansını tahmin etmek için genel bir ölçü olarak kullanılabilir.
Ø Çocuğunuz sınavda başarılı olamazsa, gideceği okulu ona bir ceza gibi göstermeyin. Çünkü istediğiniz okulu kazanamazsa, böyle bir durumda gideceği okulu sevmesini ve başarılı olmasını imkan kalmaz.
Ø "Sınavı kazanma" nın hayatın "tek" ve "kesin" amacı olduğunu düşünmeyin.
Ø "Ders çalışmak" ve "sınav kazanmak" uğruna çocuğunuzla olan yakınlığınızı tehlikeye atmayın. Aranızdaki sıcaklığın hayat boyu devam etmesi her şeyden önemlidir.
Ø Sizin hayat görüşünüz ve yolunuz çocuğunuza çizmeye çalıştığınız gibi mi? Değilse, çocuğunuzun sizi örnek aldığını düşünün ve ona karşı daha yumuşak olun.
Ø Siz okuyan bir insan olduğunuz halde, çocuğunuz okumak istemiyor veya başarısız oluyorsa, bunun tercihi olduğunu kabullenin ve olgun insan tanımını hatırlayın. "Olgun insan sonucunu değiştiremeyeceği olayları kabul eder."
Ø Unutmayın ki, kendi varlıklarından memnun olanlar, iyi sonuçlar yaratılar.
Dört şey geri alınmaz:
· Söylenen söz
· Atılan mermi
· Geçen zaman
· Kaçırılan fırsat
İlkokul dönemi sonuna kadar ailesi ile uyum içinde yaşayan çocuk ergenlikle birlikte eleştirel ve tepkici tutuma girer.O güne kadar yönlendirmeye ihtiyaç duyarken artık kendi kararlarını vermek ister.Anne-babayı baskı unsuru olarak algılayabilir.
Anne-baba çatışmalarının ergen üzerinde olumsuz etkileri vardır.Kavgalar fazla ise içe kapanma,olaylara duyarsızlık,yetişkinlere güvensizlik oluşabilir.Aileyi yargılama görülebilir.Aileden göremediği ilgi ve sevgiyi karşılamak için evden kaçma,gruplara girme,içki-uyuşturucu vb. alışkanlıklar görülebilir.
Ergenlerin geleceğin yetişkinleri olarak birçok haklara sahip olduklarını hissettirmek gerekir.Ailelerin bir kısmında bu gerçeği reddediş görülür.Bu nedenle de çatışmalar yaşanabilir.
Ergenin gelişmesi ve hak talebi ailede korku ve çocuğu denetim altına alma isteği doğurabilir.Gençlerin olgunlaşması aileler tarafından yitirildiği,elden gittiği kaygısını doğurur.
Aileler ergenlere ön yargılı,eleştirel ve hoş görüden uzak tavır gösterirlerse çatışmaların düzeyi artar.Ailelerin bir gün çocuk gibi davranış beklemeleri,bir gün yetişkin gibi davranmaları bocalamalara yol açabilir.Aileler bazen ergenlere bencil başında kavak yelleri esiyor,dünyayı toz pembe görüyor,değiştirmeye çalışıyor tavrı ile yaklaşabilirler.Bu ön yargılar ergini tedirgin edebilir.Bazen de ergenin bir gün büyüyüp kendi başına kalacağı,evden ayrılacağı düşüncesiyle her türlü değişimi engellemeye,çocuk kalmalarını sağlamaya çalışırlar.Bazen de geleceklerinin güvencesi gibi görüp,kendilerine bakacaklarını düşünerek bağımlı olmalarını sağlamaya çalışırlar.Bu durum bağımsızlık ve özgüvenlerini olumsuz etkiler.
Ailesi tarafından devamlı eleştirilmek aşağılık duygusu ve değersizlik duyguları yaratabilir.Bunun sonucu inatlaşmalar, çatışmalar, saldırganlık, sevilmediği duygusu uyanabilir. Örneğin kafa yok mu sende eşek kafalı (Demek öteki insanlar hiç hata yapmıyorlar ! Hata yapan sadece benim .Gerçekten kafasız biriyim öyleyse !)
Çocuklar kolay inanan varlıklardır.Onlara verdiğimiz mesajlara anında inanırlar.Kendileri konusunda bilgi sahibi olabilecekleri ailesi,arkadaşları,okul gibi kaynaklardan duydukları sözler yoluyla kendisiyle ilişkili bir imaj oluşturmaya başlarlar.Kişinin kendisi hakkındaki bir yargıya "Benlik Bilinci" adı verilir.Benlik bilinci sürekli farkında olunan bir yargı değildir,genellikle bilinç altında bulunur ve etkisini algılama,düşünme ve davranışlarda gösterir.Farkında olarak yada olmayarak pek çok mesajlar veririz.Çocuk bu değerlendirmelere bakarak kendisi hakkında bazı yargılara ulaşır.
"Sen benim için dünyanın en değerli varlığısın"(Annem beni seviyor.Beni hiçbir zaman yalnız bırakmayacak..Hatalarım olsa bile beni sevmeye devam edecek.)
"Eğer annene açsaydın,bunu yapmazdın"(Bunu yaptığıma göre,demek ben anneme açmıyorum.Anneme açmadığıma göre ben kötüyüm.)
"Erkek çocuklar ağlamaz"(Ben ağladığıma göre,demek ki benim erkekliğimde bir eksiklik var.) gibi.
>J.J.Rousseau
Çocuklarımız bazen bir şeyi olumsuz görüp kolay vazgeçebilmektedirler. Bu içinde bulundukları dönemin bir özelliğidir. Bize ana,baba ve eğitimciler olarak düşen görev mutlaka başka bir yolu olduğuna inanmak ve yolu bulmaktır.
Bu dönemde çocuklarımız sabrımızı dener. Ayrıca kendi sabırsızlıklarıyla da dikkatimizi çekerler. Her şey onlar için hemen ve şimdi ilkesinde olmalıdır. Her şeyin sonucunu hemen görmek isterler. Bu konuda sabrın ne kadar önemli olduğunu,planlamanın insan yaşamında başarının ön koşulu olduğunu onlara anlatabilmeliyiz.
Başarı için önemli koşullardan birisi de çocuklarımıza zamanı iyi kullanmayı öğretmektir. Bunu yaparken ilk modelin kendimiz olduğunu unutmamamız gerekiyor. Çocuklarımıza zamanı iyi kullanmayı öğütlerken televizyon karşısında kaç saat geçirdiğimizi göz ardı etmemeliyiz.
Çocuklarımızda olumlu değişmeler için güçlü arzular uyandırmalıyız. Ancak bu şekilde onların gerçek potansiyellerini kullanmalarına yardımcı olabiliriz.
Çocuğun başarı ve başarısızlık nedenlerinin üzerinde düşünmesini sağlayalım. Çünkü gerçek sebepler bulunduğunda çözümü de bulmuş oluruz.
Çocuklarımızla hayal kuralım. Olumlu motivasyonlar kişiyi başarıya götürür.
En önemli temel koşul sevgi. Öğretmenler, ana babalar olarak çocuklarımıza verebileceğimiz bu güçle başarıyı daha sağlıklı elde edebileceğiz.
ERGENLİKTE GÖRÜLEN TİPİK OLUMLU DAVRANIŞLAR
- Duyarlılık
- Kararsızlık
- Cesaret
- Gruba ait olma isteği
- Araştırıcılık "
- Merak
- İlericilik
- Eleştirici tutum
- Yaratıcılık
- Erdemlik
- Yurtsevercilik
- Tutku ve idealistlik
- Ataklılık
ERGENLİKTE GÖRÜLEN TİPİK OLUMSUZ DAVRANIŞLAR
- Huzursuzluk
- Kararsızlık
- Aldırmazlık
- Yalnız kalma isteği
- Eleştirici tutum
- Topluma karşı gelme
- Fiziki görünüme duyarlılık
- Aynı cinsten arkadaş edinme
- Güvensizlik ve yetersizlik
- Ani öfke patlaması
- Çabuk sinirlenme
- Ağlama nöbetleri
- İnatçılık
- Atılganlık
- Ben merkezci tutum
- Dikkatsizlik
- Sakarlık
- Karşı cinsle ilgilenme
- Kabalık
- Sabırsızlık
- Dalgınlık
- Karamsarlık
- Otorite ile çatışma
Adres:
Fethiye Mahallesi Nilüfer Hatun Caddesi No141 Nilüfer / BURSA
Telefon
02242417363